1. Ogrenme Gunlugum (Dersler (Son 2 hafta), Ders Kaynağı ve Moduller)

Openintro kapsamında bizlerden ilk 8 bölümü ele almamız istenmiştir. Birinci bölüm kapsamında ilk olarak iki değişken arasındaki ilişkinin görselleştirilmesi temellendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle x değişkeninin bağımsız (sürekli yapı), y değişkenin ise bağımlı (sürekli yapı) yapıda olduğunu ifade edebiliriz. Bu tarz iki değişken arasındaki ilişkiyi gözlemlemek için ise grafik gösterimlerinin önemli olduğu ifade edilmiştir.Bu kapsamda ise x değişkeni yatay, y değişkeni dikey eksene aktarılmaktadır.Bunu en temelde görebilmek için ise ggplot(data=,aes(x=,y=)+geom_point()+labs(x=,y=,title=) yapısının kullanılması önerilmiştir. Bunun yanı sıra, azı verilerimizde sürekli değişkenin yani x’in sınıflandırılması önem arz etmektedir. Bunun için ise mutate(yeni_değişken=cut(değişken adı, breaks=kaça bölüneceği) fonksiyonunun kullanılması gerekmektedir. Ardından bu oluşturulan yeni değişken x yerine kullanılabilir. Ayrıca oluşturduğumuz bu yapıda daha detaylı ilişki görünümü için geom_boxplot(outlier.alpha=0)+geom_jitter(size=,alpha=) yapısı tercih edilebilir. İlişkiler oluşturma yanı sıra, değerlendirmesi açısından form (lineer vb.), yön (pozitif,negatif), güç(yoğunluk vb.), uç değerlere bakılması gerektiğini anladım. Bu doğrultuda doğrusal olmayan, fan şekli gibi dağılımlar mevcuttur. Dönüşümsel açıdan ise yüksek ya da hesaplanması zor verilerde log(değişken adı) ile logaritmik dönüşüm yapılarak işlemlere devam edilebilir. Ancak yorum normale uyarlanamaz. Bu kısımda coord_trans(x=“log10”,y=“log10”) ile grafiğin koordinatlarını logaritmik düzenleyebiliriz. Ayrıca logaritmik çeviride Asıl çeviride dikkat edilecek nokta scale_x/y_log10() ile çeviridir. Burada 10 luk tabanda değişimler yapılır. Son olarak ise bu bölümde, alpha= ve filter(aralık I aralık) %>% select() yapısıyla birlikte değişkenlerin detaylı ayrımını yapabileceğimizi anladım.

İkinci bölüm kapsamında ise, korelasyon temelli bir yapı bulunmaktadır. Bu kapsamda korelasyonun +1 ve -1 arasında değer aldığına değinilmiştir. Bu kapsamda ise güçlü korelasyon, mükemmel korelasyon, orta düze, zayıf korelasyon ve negatif korelasyon yapılarına örnek verilmiştir. Bunun yanı sıra ilişkilere değiniliştir.Doğrusal olmayan ilişkiler kapsamında x ve y arasındaki ilişkisinin doğrusal şekilde yansıttığı yapıdır. Bunun yanı sıra, korelasyon hesaplaması kapsamında Pearson momentler çarpımına değinilmiştir. Bu kapsamda R’da hesaplama yapmak için cor(x,y) yapısının kullanılması gerektiğine ve bu değerler içinde NA değerlerin olmaması gerektiğinden bahsedilmiştir. Eğer NA değer bulunuyorsa da use="pairwise.complete.obs" yapısının cor() fonksiyonu içerisine eklenmesi gerektiğine değinilmiştir. Bunun yanı sıra, Anscombe Dörtlüsü’ne değinilmiştir. Ancombe dörtlüsü kapsamında aslında korelasyonel ilişkiler yansıtılırken her bir ilişkinin güçlüğü, yönü gibi yapılara bağlı olarak dağılımların farklı şekilde yansıdığı ifade edilebilir.Özellikle süreçte aykırı değerlere de dikkat edilmelidir. Verilen örnek olaylarla birlikte korelasyon konusunu daha iyi anladığımı düşünüyorum.Son olarak, korelasyonun nedensellik anlamına gelmediğini göz önünde bulundurarak değişkenler arasındaki ilişkide sahte değerler de olabilir. Her ne kadar mantıklı gözükse de sonuçta birbiriyle alakasız yapılar korelasyon ilişkisi gösterebilir.

Üçüncü bölüm kapsamında ise basit lineer regresyonun görselleştirmesi temel alınmıştır.Bu kapsamda öncelikle ggplot(data=,aes(x=,y=)+geom_point()) yapısının oluşturulması gerektiğinden bahsedilmektedir.Ancak bunun sadece yeterli olmadığından x ve y’nin sıfıra eşit olduğu noktadan en uygun çizginin çizilmesi gerektiği ele alınmıştır. Bu kapsamda da geom_smooth(method="lm",se=FALSE) yapsının kullanılmasının gerekliliğinden bahsedilmiştir. Bu kapsamda bir regresyon eğrisi grafiğe eklenmekle birlikte çizgiye yakınlık açısından da dağılımı net bir şekilde yorumlayabiliriz.Ayrıca add_line(my_slope = 1) ile de orta nokta saptanabilmektedir.

Yukarıdakiler yanı sıra üçüncü bölüm kapsamında doğrusal model hakkınd bilgiler verilmiştir. Doğrusal model, response variable(y) yapısını intercept ve slope açısından tanımlamaya yaramaktadır (intercept+slope*exlanatory+noise) yapısı kullanılmaktadır.Bunun yanı sıra, regresyon modeline baktığımızda isse B0(r*sd_y/sd_x) ve B1(ort_y-b0*ort_x) yapılarına değinilmiştir. Burada B0 intercept (kesişim) yapısını, b1 ise slope(eğim) yapısını temsil etmektedir. Buna ek olarak hata değeri de bulunmaktadır. Ayrıca, fitted values(tahmin edilen değerler) yapsına dayalı şekilde hata değerinin kaldırılmasına, y^ yapısıyla tahmini ortalamanın sunulduğu temsil edilmektedir (y=B0+B1^X). Artıklar ise gözlenen değer-tahmin edilen değer yapısnı yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra, regresyon çizgisinin temel özelliklerine bakıldığında artıkların toplamı her zaman 0, aritmetik ortalama noktası ise xort, yort olarak regresyon doğrusunun üzerindedir. Son olarak ise en küçük kareler yöntemi kapsamında kareli alınmış artıkların toplamını en aza indiren çizginin bulunmasının amaçlandığını ve burada büyük hataların daha kötü bir yapıyı temsil ettiğine değinilmiştir.

Dördüncü bölüm kapsamında ise regresyon modellerinin oluşturulmasına değinilmiştir. Bu kapsamda lm(y~x,data=) yapısıyla birlikte denklemin oluşturulduğundan bahsedilmiştir. Sonucunda elde edilen interceptle kesişim, x değişkeni adıyla da eğimin ifadesi sağlanmakladır (denklemi ise; intercept+x değeri.değişken). Burada elde edilen yapıda intercept x değişkeninden yola çıkarak 0’daki y yordamasını sunmaktadır. X değeri ise bir birimlik artışı temsil etmektedir. Bu oluşturduğumuz yapının denklem olup olmadığını kontrol etmek için ise class() değişkenini kullanabiliriz. Bunun yanı sıra, oluşturduğumuz denkleme yönelik olarak coef(denklem adı) ile regresyon denkleminden slope ve intercept değerlerini, summary(denklemadı) ile artıklar, medyan, intercept, slope, r kare gibi değerleri, fitted.values(denklem adı) ile yordanan değerleri, residuals(denklemadı) ile artıkları, broom paketindeki augment() ile de .fitted, .hat, .cooksd gibi değerleri elde edebiliriz. Özellikle .hat, .cooksd ile leverage ve etkili değerleri görebiliriz. Son olarak da, predict(setadı, newdata= yeniset adı) ile de fitted values temelli şekilde yeni set tahmini oluşturabiliriz. Bu yapları görselleştirmede ise geom_abline(data=,aes(intercept=,slope=) yapısından faydanalabiliriz.

Beşinci bölüm kapsamında ise model fit indeksleri ele alınmıştır. Bu kapsamda ilk olarak SSE yapısına değinilmekle birlikte bu yapıda artıkların karesinin 0 olduğuna değinilmiştir ve gerekli hesaplamanın yapılması için summarize(SSE = sum(.resid^2), SSE_also = (n() - 1) * var(.resid)) yapsının kullanılması gerektiğine değinilmiştir. Tabii ki bu yapının saptanması için öncesinde augment() fonksiyonun kullanılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, RMSE değerinin ise artıkların standart sapması olduğuna değinilmiştir. Bu süreçte `summary() fonksiyonuyla temelini oluşturabileceğimizi söyleyebilriim. Bu kapsamda sqrt(sum(residuals(denklemadı)^2) / df.residual(denklem adı)) yapısıyla elde edilebilmektedir. Bunun yanı sıra bazı modellerde de boş modellerin kurulması gerektiğinden bahsedilmiştir. Bu kapsamda ise SSE leri saptamak için augment(set adı) |>summarize(SST = sum(.resid^2)) yapısının kullanılabileceğine değinilmiştir. Açıklama yüzdesi olarak ise R^2 değerini summary() fonksiyonuyla elde edebileceğimizden bahsedilmiştir. Ayrıcasummarize(var_y = var(wgt),var_e = .resid) |> mutate(R_squared = 1-var_e/var_y) yapısıyla R^2 değerini elde edebileceğimizi öğrendim. Ayrıca özel olarak, kaldıraç ve etkili değer hesaplamasına da değinilmiştir. Bu kapsamda, augment() %>% slice_max(order_by= .hat/.cooksd, n= yapısıyla birlikte bu değerlerin en yüksek olanlarını gözlemleyebileceğimiz ele alınmıştır.

Altıncı bölüm kapsamında is paralel slopes konusu ele alınmıştır. Anladığım kadarıyla birden çok değişkenin paralel olarak ele alınıp aynı etkide gözükmesidir.Burada yani x olarak ikinci değişkeninde eklenmesi olarak ifade edilebilir diye düşünüyorum.Görsel olarak görmek için grafik adı + geom_line(data = augment(mod),aes(y=.fitted,color=factor(ayrım yaptıracak değişken)`)) yapısı kullanılmaktadır. (Genel olarak 6 yı çevirmekte zorlandım)

Yedinci bölüm kapsamında ise model uyumu, artıklar ve tahmin temelli bir yapı ele alınmıştır. Bu kapsamda artıklar y değişkeninin gerçek değeri ile modeldeki verdiği tahmin arasındaki farkla ortaya konmaktadır. Model uyumu kapsamında Belirleme Katsayısı (R2) olarak ifade edilmiştir. Temel formulü, 1-(SSE/SST) yapısıyla elde edilmektedir. Önerilenini ele almak için ise (n-1)/(n-p-1) yapısıyla çarpımı gerekmektedir. Tahminler yapısı için ise predict(değişken adı, new=data) yapısı kullanılmaktadır. Bu bölümde : ile bağlama gibi yapıları anlamadım.

Sekizinci bölüm kapsamında ise çoklu regresyona değinilmiştir. Bu kapsamda çoklu yapılarda data_grid(değişken adı=seq_range(değişkenadı, by=1) yapısının her değişken için oluşturulması gerektiğini anladım. Ardından yeni tahminsel ya da augment temelli yapıda newdata= sekmesiyle analizlerin yapılabileceğini anladım. Ayrıca görselleştirmede geom_tile(data = , aes(fill = .fitted, alpha = 0.5)) yapısıyla birlikte de tahmin temelli yapıların oluşturulduğunu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra, yan olarak çizgi eklenmesinin ise geom_hline(yintercept = sayı değer, color = "") yapısıyla oluşturulduğunu öğrendim. Üç boyutlu grafik için iseplot_ly(data=,z=~,x=~,y=~,opacity=) %>%add_markes(color=~), grafik adı %>%add_surface(x=~x,y=~y,z=~z = planesayısı,showscale=FALSE) yapısı kullanılabilmektedir.

Ders kaynağımız kapsamında ise; 18.11.2025’te işlediğimiz ders süreci kapsamındaki öğrenmelerim aşağıdaki gibidir: Gerçekleştirdiğimiz ders kapsamında öncelikle bir regresyon inceleme sürecinde geom_smooth(method="lm",se=FALSE) temelli bir incelemenin gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu öğrendim. Bunun yanı sıra tabi ki, denklemin oluşturulmasının da ardından summary() fonksiyonu ile özet değerlere bakılması gerektiğini tekrardan anladım. Bunun yanı sıra, en küçük kareler yöntemini ele almış bulunmaktayız. Bu yöntemde a ve b’nin uygun belirlenmesiyle birlikte doğrudaki değişkenliğin minimum düzey olması gerektiğini anladım. Yani doğru etrafındaki sapmadaki değişimin minimum düzeyde olması gerekmektedir. Bu kapsamda byx temelli analiz yapılmalıdır. Buna yönelik ise n<-length(değişken) byx= (n*sum(değişken1*değişken2)-sum(değişken1)*sum(değişken2))/(n*sum(değişken1)^2)-sum(değişken1)^2) işleminin yapılması gerektiğini anladım. Ayrıca Regresyon doğrusunun eğimi, değişkenlerin standart sapmalarının oranlarıyla bunlar arasındaki korelasyonun çarpımına eşittir.Bu kapsamda (sd(değişken2)/sd(değişken1))*cor(değişken1,2) yapısıyla hesaplama yapılır ve bir önceki formülle aynı değer elde edilir. Ardındanayx hesaplaması için (sum(değişken2)-byx*sum(değişken1))/veri sayısı) işlemi yapılmalıymış.Bunun yanı sıra, regresyonda Y değişkenini gözlenen ile regresyon değeri arasındaki farkın minimum düzeyde olması beklenmektedir.Bunu saptamak için kestirimin standart hatası incelenmesidir. Bu yönelik yapı ise res <- setadı$residuals sqrt(sum((res - mean(res)) ^ 2 / (length(res)-2))) yapısıyla hesaplanabilmektedir. Bu kapsamda en çok ilgimi çeken yapı ise glance(setadı) fonksiyonu oldu. Bununla birlikte rsquare,adj.r.square, sigma,p değeri gibi apılar doğrudan elde edilebilmektedir. Buna benzer olarak ise tidy(setadı) yapısıyla birlikte intercept, x değişkeni yapısının estimate,st.hata,p değeri değerleri saptanabilmektedir (Tidyde öncesinde ele alınacak tüm değişken arasındacor.test(~değişken1+değişen2, data=setadı) analizi yapılacak diye düşündüm.).

Yukarıda belirtilen yapılar yanı sıra ceter paribus yapısında ise birden fazla değişkenle yapılan regresyonda etkilerin ayrı ayrı hesaplanması ele alınmaktadır.Bunun yanı sıra en çok hayranlık duyduğum yapı ise scatterplot3d(setadı[,], pch= sayı,color="",angle=, box = T/F, type="h" yapısıyla birlikte üç boyutlu grafikler oluşturulması oldu. Ayrıca rglwidget() ile de oluşturulan üç boyutlu yapı üzerinde oynandığını öğrendim.Bu yapılar yanı sıra, çoklu regresyonu ele almak için ise yine klasik lm yapısı ele alınmakla birlikte x ekseninde iki farklı değişkenin + ile birbirine bağlandığını anladım. Burada elde edilen değerlerde mantıksız sonuç elde edilirse de model_s$.resid %>% scores(type = "z") ile z puanı temelli inceleme yapılabileceğini öğrendim. Ayrıca bu yapılarda hem r square glance(setadı),[,1] hem adj r square glance(setadı),[,2] hem de sigma (st.hata) glance(setadı),[,3] değerlerine dikkat edilmeliymiş. Model veri uyumu için ise glance(setadı),[,4:6] yapısı kullanılmalıdır. Burada p değeri 0.05 ten düşük çıakrsa H0 hipotezi reddedilir.

Bunlar yanı sıra, bir değişkeni sabit tutmak istedimizde ise `lm(y~x1, data=)$residuals lm(y~x2,data=)$residuals yapısının kurulacağını ve ardından bu ikisi ne olarak atanıp $coefficients hesaplaması yapılmalıymış. Regresyon sabiti belirlemek için ise model$coefficients[2]*mean(performans$Motivasyon)-model$coefficients[3]*mean(performans$Kaygi) tarzı bir yapı kurulabilrmiş. Ayrıca standart puanlar ile regresyon hesaplması yapmamız gerektiğinde ise QuantPsyc paketindeki lm.beta(setadı) yapısıyal birlikte regresyon analizi gerçekleştirilebilirmiş. Artık değerlerin standart puanlarına yönelik hesaplama ise elde edilen değerler scores(type="z") ile çevrildikten sonra avPlots(setadı) yapısıyla birlikte grafikleştirilebilirmiş. Bu yapının elde edilen sonuçları anlamlandırmak açısından önemli olduğunu düşündüm. Ayrıca residuals/fitted, normal qq, scale-location, residuals/levels yapısına yönelik ise autoplot(setadı) yapısıyla birlikte ele alabilirmişiz.

Son olarak ise, yol analizi ele almış bulunmaktayız. Bu kısım en çok ilgimi çekenlerden biris olmakla birlikte bu yapının lavaanPlot(model = fit1, coefs = TRUE, stand = TRUE, sig = 0.05) ile oluşturulabileceğini öğrendim. Ayrıca plot(değişken adı) ile de grafik desteklenebilir.

Ders kaynağımız kapsamında ise; 25.11.2025’te işlediğimiz ders süreci kapsamındaki öğrenmelerim aşağıdaki gibidir:

Bir regresyon denklemi oluştururken birden çok değişken olduğu duurmlarda en uygun eşitliği ublmak için stepwise(aşamalı) yöntem en uygun yapıymış. Bu kapsamda her bağımsız değişkenin etkisi ayrı ayrı incelenmekle birlikte bağımlı değişkenle en yüksek korelasyona sahip olanın basit regresyon modelinde tercih edilmesi gerekmektedir.Ayrıca, çokludan kalan hata varyansının anlamlı kısmı ise kısmi korelasyon katsayılarıyla incelenmektedir.Ardından iki bağımsız değişken yapısı tekrardan kullanılır ve modele katkı ele alınır. Bunun için ise örneğin lm(y ~x1, data=), glance(denklem) yapısı ilk kurulur. Ardından lm(y ~x1+x2, data=), glance(denklem) yapısı kurulur. Bunun sonucunda R^2 değişime bakılır (R^2 artışı önemli). Burada artış değeri olursa anovadan da anlamlı değere bakılır. Değeirn p < 0.05 altında olması beklenir. Bunun ardından, tidy(anova(tümdenklem,teklidenklem) yapısı oluşturulmalıdır. Yani anlamlı etki için yapılmalıdır.(Eklenecek her değişkenle bu yapı yapılabilir.) (Artıkların azalması da önemlidir.).

Etkili gözlemler ise veri setinden çok farklı bir yapısı bulunmakla birlikte kendini belli etmektedir.Regresyon denklemini etkileyebilmektedir. Grafik çizdiğimizde net bir şekilde görebilmekle birlikte, augment() fonksiyonuyla birlikte de saptayabiliriz. Ancak görsel açıdan bakıldığında bizler için önemlidir (Bazıları birden çok yöne çekebilir.). Etkili gözlemlerin bir şekilde saptanması gerektir. Bunun için ise Cook's sd ile hesaplama yapılabilir ve bu yapı bağımlı değişkenlerdeki potansiyel uç değerli saptamaktadır(artık temllidir.). Temelinde artık herhangi bir nokta ve regresyon eğrisi arasındaki dikey uzaklık incelemesi bulunmaktadır(rastgele hata temsili olabilir.). Bunu ele almak için ise olsrr paketindeki ols_plot_cooksd_bar(modeladı) yapısıyla elde edebiliriz. Bu yapıda 4/N yapısını ele alarak yani Threshold temelli şekilde kırmızı olacak şekilde etkili değerleri bizlere sunmaktadır. Bunun yanı sıra, Cook’s sd’nin genel ölçümü olan DFBETA ile de incelenmesi gerekmektedir. Bunu da hesaplamak için ols_plot_dfbetas(modeladı) yapısı kullanılmaktadır(Leverage’a karşılık gelir). Yine her bir yapı içinde Thereshold belirlemekle birlikte katsayı etkieleyen değerleri sunmaktadır. Bunun görsel versiyonu yerine sayısal için ise influence.measures(model, infl=influence(model)) yapısıda kullanılabilir. Son olarakta, leverage/kaldıraç değerini temsil eden hii değerine de bakılabilir. Bunu ise ols_plot_resid_lev(modeladı) yapısıyla birlikte saptayabileceğimizi söyleyebiliriz. Ayrıca ols_plot_dffits(modeladı)yapısıyla da hem uzaklık hem de leverage açısından yüksek değerler bizlere gösterilmektedir. (Leverage=.hat,Etkili =.cooksd).

Kategorik düzeyli regresyon temelli analizlerde bulunabilmektedir. Burada kategorik veriyle yordama işlemi yaparken burada her kategorinin ayrı değişken olarak yansıtılması gerekmektedir. Burada alt gruplara yönelik gruplamaya dummy değişken deniliyor.Mesela birinci değişkene ilişkin katsayı, diğer bütün değişkenlerin kontrol altında tutulduğunda kategorik değişkenin birinci düzeyi ve kategorik değişkenin son düzeyi arasındaki bağımlı değişkenin yordanan düzeyi arası farkı vermektedir. İkinci değişkende de benzer mantık vardır. Buna yönelik analiz sürecinde ise kategorik düzey temelli yapı için öncelikle summary() ile kategorik değişkendeki yapıyı incelemememiz gerekmektedir. Ardından fastDummies() paketinin kurulması gerekmektedir. dummy_cols(setadı, select_col= "Dummyapılacakdeğişken") yapısıyla temeli oluşturulur. Bu yapıyla kodlama yapmaktadır! Bunun oluşturulmasının ardından ise lm(y ~ x1+x2(bunlar dummydeki 1-2 olacak)) modeli oluşturulmalıdır.Denklemin sonucunda ise tidy() ile model incelenmelidir. Buradaki interceptte intercept 3. değişkeni vermektedir. Diğer sütunlarda ise farkı vermektedir (interceptten + - yaparakta puan hesaplaması yapabiliriz.)

Yukarıdakiler yanı sıra, birden çok değişken arası etkileşim ele alınabilmektedir. Burada çapraz etkide, Y, X1, X2(kategorili) yapılmaktadır. Burada farklı kategoriler arası etkiye moderasyon etkisi denmektedir. Bunda ise b3 regresyon denklemine eklenir ve (değişken 1xdeğişken2 yapısı oluşmaktadır.)(çapraz etkileşimin farklı düzeyleri olarak düşünülebilir.). Etkileşim etkisiyle yorumda önemlidir. Buradaki b1 katsayısı (x1 in etkisi) X2 sıfır olduğunda X1’deki bir birimlik artışın y’de yarattığı etkiyi sunmaktadır(sadece derse ilgisi 0 olanda mesela bu olur). B2 ise x1 sıfır olduğunda x2 deki bir birimlik artışın y’deki etkisini sunmaktadır(örn. kitabı açmayan çocuk). Bunun yanı sıra, a katsayısı hem x1 hem x2 sıfır olduğunda y nin alacağı değeri temsil etmektedir. b3 ise etkileşimli yapıdır. Bu yapıyı tam olarak anlamadım ancak ggparis[,-1] yapısıyla birlikte korelasyonel ilişkiye bakmak önemlidir. Bu süreçte çarpım etkisi eklemekte önemlidir. Bunun için veriseti$cross <- veriseti$değişken1 * verseti$değişken2işlemi ve ardından tekrardan ggpair yapılır. Burada çoklu bağlanıt problemi olabilir bu da korelasyonun cross’ta 0.80 üstü çıkmasıdır. Bu durumu engellemek için mutate(cdeğişken = değişken1-mean(değişken1)) %>% muate(cdeğişken2= değişken2-mean(değişken2)) %>% mutate(ccross= cdeğişken1 *cdeğişken2) işlemi yapılır(Bu işlem merkezlemedir.). Bu tarz işlemlerin ardından c temelli model kurulabilir lm(y ~ cdeğişken1+cdeğişken2, data=)(bu normaldir),(crossluda yapılmalı)lm(y ~ cdeğişken1+cdeğişken2+ccross, data=) şeklinde devam edilir. Ardında da modeller tidyve glance ile incelenmelidir(ccross’un p valuesuyla anlamlılık önemlidir.).

Yukarıda yaptığımız bu işlemi görsel açıdan da kontrol etmek önemlidir. Bunun için interactions paketi önemlidir. Burada ilk olarak model lm(y ~ cdeğişken1*cdeğişken2) yapılır. Ardından interact_plot(modeladı, "cdeğişken1",modx="cdeğişken2" yapısı kurulur. Elde edilen grafiktede çizgilerden yola çıkarak 1SD fazla, az ve ortalama değerlerle ilgili grafi verir.

Oluşturduğumuz crossmodellere yönelik ise stargazer paketindeki stargazer(n_model,cross_model,type="text", title="") yapısıyla ilişkiyi görebiliriz. Burada (2) li kısım etkileşim temellidir. Etkileşim büyüklüğünün etkisini ele almak için ise effectsize paketindeki cohens_f_squared(crossmodel) ile yapıyı oluşturabiliriz. Etkileşim modeli için yine plotSlopes() ile de görsel inceleme yapabiliriz. Ayrıca avPlots ile de olabilir.

Son olarak bölüm kapsamında Causal Quartet kısmına değinilmiştir. Değişkenler arası nedensel ilişkileri sunmaktadır. 4 modeli vardır. Birincisi Collider modelidir. Bu kapsamda bağımsız değişken bağımlı değişkeni etkiliyor ve ayrıca hem bağımlı hem bağımsız değişken z değişkenini etkiliyor(Örneklemi yanlış seçmekle ilgili denilebilir.). İkincisi Confounder modelidir. Bunda ise bağımsız bağımlıyı etkiliyor ve z değişkeni her iki değişkeni de etkiliyor. Mediator değişkende ise x z’yi etkiliyor, z de y’yi. Aracı değişkendir gibi görebilri. Z x’in etkisi arttırmaktadır. M-bias ise çok değişken olduğunda ilişkilerin karışması durumudur. Ölçülemeyen değişkenlerden etkilenebilir.

2. Makale Incelemesi (Onerilen)

2.1 Yazarlar hangi degiskenleri (Inquiry-based learning, Self-efficacy, vb.) kullanmış?

Araştırmayı incelediğimde öncelikle kavramsal anlamayı güçlendiren sorgulama becerilerinin arttıran ve üst bilişsel becerilerin gelişimini destekleyen Sorgulama Temelli Öğrenmenin, geçmiş performans başarıları, dolaylı deneyimler ve fizyolojik/duygusal durumlarla ortaya çıkan ayrıca makalede belirtildiği üzere sorgulamaya dayalı öğrenme ortamında ortaya çıkan Fen Öz Yeterliliğinin, öz yeterliliği destekleyen ve fen alanına olan merakı destekleyen Fen İlgisi ve son olarakta nitelikli sorgulamayı, olumlu sınıf iklimini, bireysel yeterliliği destekleyen, öğrencilerin güvende ve istekli hissetmesini sağlayan bu doğrultuda da fen ilgisini geliştiren Öğretmen Desteği değişkenlerinin ele alındığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Bu değişkenlerden öğretmen desteği yapılan araştırmalarda düzenleyici (moderator) rolde görülmüştür. Ayrıca bu değişkenler dahilinde öğretmen desteğinin öğrencilerin sorgulama temelli öğrenmelerini ve fen ilgilerini düzenlemesi de beklenmektedir. Son olarak ise fen ilgisinin sorgulamaya dayalı öğrenme ile fen öz-yeterliği arasındaki ilişkide aracı (mediatör) bir rol oynadığı ifade edilmiştir (İlişkisel olarak Sorgulamaya Dayalı Öğrenme -> Fen Öz Yeterliliği, Kişisel Faktörler ve Sosyal çevre -> Fen Öz Yeterliliği yapılarından bahsedilebilir.).

Emin olmamakla birlikte ek olarak değişken olarak kadın ve erkek sınıflamasından bahsedilebilir.

Araştırma kapsamında genel olarak bakıldığında bu değişkenlerden yola çıkarak sorgulamaya dayalı öğrenmenin fen öz-yeterliği üzerindeki etkisi üzerinden yürütülmüştür. Özetle model mediating-moderating şeklinde oluşturulmuştur.

Sonuç olarak; Sorgulama Temelli Öğrenme -> Bağımsız Değişken, Fen İlgisi -> Aracı (Mediator), Öğretmen Desteği -> Aracı / Düzenleyici (Mediator / Moderator), Fen Öz yeterliliği -> Bağımlı Değişken şeklinde ilişkilendirilebilir.

2.2 Bu değiskenler PISA veri setinde hangi kodlarla yer alıyor?

Makalenin Instruments kısmında bahsettiği üzere fen öz yeterliliği SCIEEFF kapsamında (8 madde, 4 kod), sorgulamaya dayalı öğrenim IBTEACH (8 madde, 4 kod), fen ilgisi değişkeni INTBRSCI (5 madde,4 kod) ve son olarak öğretmen desteği ise TEACHSUP (5 madde, 4 kod) olarak ele alınmıştır.

2.3 Mediating-Moderating Model” teorik olarak nasıl kurulmus?

Makale kapsamında önerilen modelde, sorgulama temelli öğrenmenin fen öz yeterliği üzerindeki etkileşimi fen ilgisi ve öğretmen desteği değişkenleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu modelde öz yeterlilik yapısının geçmiş performans, dolaylı deneyimler gibi yapılardan etkilendiğinden de bahsedilmiştir. Bunun yanı sıra, sorgulama dayalı temelli öğrenmede fen ilgisinin tetiklenerek arttığı, bununla ilişkili olarakta öz yeterliliğin desteklendiği ifade edilmiştir. Bu doğrultuda ise fen ilgisinin aracı bir rolü olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, bu aracılık durumu çevresel faktör olarak kabul edilen öğretmen desteği ile ilişkilendirilmiştir. Öz-Belirleme Teorisi çerçevesinde, yeterli öğretmen desteği ve rehberliği, öğrencilerin güvenli hissetme ve ilişki kurma ihtiyaçlarını karşılar, bu da sorgulama temelli öğrenmenin öğrencilerin fen ilgisini tetiklemedeki etkinliğini artırır.Bu kapsamda ise öğretmen desteği zinciri düzenleyerek modere etme durumdadır.

Bu yapılar yanı sıra, sorgulama temelli öğrenme, üstbilişsel becerilerin gelişimini destekler ifadesinin de aslında fen öz yeterliliğiyle ilişkilendirildiğini düşündüm. Ayrıca, fen öz yeterliliğinin yukarıda bahsedilen yapıyla ilişkisel dayanağına bakıldığında sorgulama temelli öğrenmedeki bilim yapma girişimlerinin güçlendirilmesi, akran sorgulaması gibi becerilerin ortaya çıkmasıyla da fen öz yeterliliği de ilişkilendirilmiştir. Bunun yanı sıra da, sorgulama temelli öğrenmenin fen ilgisi üzerindeki ilgisinin dört aşamadan da oluştuğuna değinilmiştir (uzun olmaması için detaylı yazmadım.). Son olarak gerçekleştirilen araştırmalarda, “Sorgulama temelli öğrenme ile fen öz yeterliği arasındaki ilişkide olası bir düzenleyici (moderator) rolü olduğunu göstermektedir; çünkü bir moderatör, bağımsız ve bağımlı değişken arasındaki ilişkinin gücünü veya yönünü farklı düzeylerde değiştiren bir unsurdur (Hayes, 2017).” ifadesi de kurulan ilişkiyi yansıtmaktadır.

2.4 Sonucsal Inceleme

Gerçekleştirilen korelasyon analizlerin sonucunda literatürde olduğu gibi sorgulamaya dayalı öğrenme, fen öz yeterliği arasında pozitif yönlü ilişki gözlemlenmitşir. Ayrıca aracılık değişkeni olan fen ilgisi ise hem sorgulama temelli öğrenme hem de fen öz yeterliği ile pozitif ilişkili bulunmuştur. Bu üç değişkene yönelik kurulan modelde ise fen ilgisinin aracılığıyla sorgulama temelli öğrenmenin fen öz-yeterliği üzerindeki toplam etkisi istatistiksel olarak anlamlıdır. Bunun yanı sıra, doğrudan etki de anlamlı bulunmuştur.

Göreli etki bazında ise kısmi aracılık saptanmıştır. Bu doğrultuda etki yapılarına bakıldığında doğrudan etki yapısı %79.9, dolaylı etki yapısı ise %20.1 olarak saptanmıştır.

Düzenleyici yapı olan yani öğretmen desteğinin yapısına bakıldığında ise (sorgulama temelli öğrenme x öğretmen desteği) hem fen özyeterliği hem de fen ilgili ile anlamlı korelasyonel ilişkide bulunmuştur. Bu durum hem ilgi hem de öz yeterlilik bazında sorgulama temelli öğrenmenin etkisine de işaret etmektedir. Bunun yanı sıra, fen ilgisi x öğretmen desteği yapısı ise öğretmen desteğinin ilgi ve öz yeterlilikteki ilişkiyi düzenlediği saptamıştır.

Saptanan bu değerler ise literatürle desteklendiğinde fen ilgisinin aracılık rolü makalede bahsedilen Cohen(1988)’in fen ilgisinin sorgulama temelli öğrenme-fen öz yeterliği arasındaki ilişkide aracılık yaptığı bulgusuyla ve Gibson & Chase (2002)’nin bulgularıyla eşleşmiştir. Bunun yanı sıra, öğretme desteğinde ise sonuçlar, öğretmen desteğinin sadece sorgulamaya dayalı öğrenmenin fen öz-yeterliği üzerindeki doğrudan etkisini değil, fen ilgisi üzerinden oluşan dolaylı etkiyi de düzenlediği saptanmıştır. Bu ad kısmen Dormann vd. (2013)’ün bulgularıyla eşlenmiştir.

Genel model kapsamında ise aracılık düzenleyicilik temelinde sorgulamaya dayalı öğretmenin etkisinin Jerrim vd. (2019) bulgularıyla eşleşmediği söylenebilir. Son olarak, öğretmen desteği, sorgulamaya dayalı öğrenmenin fen öz-yeterliği üzerindeki doğrudan etkisini artırmış, ancak fen ilgisi üzerinden oluşan dolaylı etkisini zayıflatmıştır. Buna rağmen, öğretmen desteği yüksek olan öğrencilerde genel ilişkinin daha güçlü olduğu söylenebilir.

2.5 Metodolojik Yapı

Bu makale nicel araştırma temelli bir şekilde gerçekleştirilmiş olmakla birlikte veri kaynağı olarak PISA2015 verileri tercih edilmiş olmakla birlikte çok düzeyli modelleme temelli bir yapı oluşturulmuştur. Makale kapsamında bağımsız, aracı, düzenleyici ve kontrol değişkenlerinin tamamında PISA’nın örneklem yapısına dikkat edilmiş olmakla birlikte regresyon temelli modellemeler gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda yukarıda belirtilen değişkenelere yönelik aracılık düzenleyicilik temelli model kurulmuş ve test edilmiştir.

3. Kendi Makale Incelemem

Yukarıdaki makale yanı sıra, He, W. ve Shi, D. (2025). Influence of perceived parental views of failure on academic resilience among middle school students: A moderated mediation model. Frontiers in Psychology, 16, Makale 1532332. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2025.1532332 kaynakçalı makaleyi de kısaca incelemiş bulunmaktayım.

3.1 Yazarlar hangi degiskenleri kullanmış?

Bu araştırma kapsamında Akademik Dayanıklılık/Eseneklik bağımlı değişken, Ebeveyn Başarısızlık Görüşü bağımsız değişken, Gelişim Düşüncesi aracı değişken ve Eğitime Ebeveyn Katılımı ise düzenleyici değişken olarak ele alınmıştır.

Belirtilen bu değişkenler kapsamında algılanan ebeveyn başarısızlık görüşlerinin gelişim zihniyeti aracılığıyla akademik dayanıklılığı/esnekliği etkilediği ve ebeveynin eğitime katılımınınbu aracılık yolundaki ilk ilişkiyi veya doğrudan etkiyi ele aldığından bahsedilmiştir.

Bu temel değişkenler yanı sıra, cinsiyet, sınıf düzeyi, sosyoekonomik düzey gibi yapılarda sürece kontrol değişkeni olarak eklenmiştir.

3.2 “Mediating-Moderating Model” teorik olarak nasıl kurulmuş?

Bu çalışmanın teorik temelleri, akademik zorluklarla karşılaşan öğrencilerin akademik esnekliği destekleyen durumlar üzerinden kurulmuştur. Bu kapsamda ebeveynin başarısızlığa yönelik görüşleri olumlu yapıda olduğunda akademik esnekliğin artacağı ifade edilmiştir (ebeveyn görüşü -> esneklik). Bununla birlikte başarısızlığın öğrenme fırsatı olduğunun görülmesi, öğrencinin geliştirilebilir görüşe sahip olmasının ise gelişim düşüncesini pozitif yönde etkilediği ifade edilmiştir (ebeveyn görüşü -> gelişim düşüncesi). Gelişim düşüncesinin güçlenmesiyle de öğrencilerin zorluklar karşısında daha dayanıklı olduğu bunun ise de akademik esnekliği destekeleyeceğine yönelik görüşlerle süreç desteklenmiştir. Düzenleyici kapsamında ise ebeveynin eğitime katılımı sürecinde başarı/başarıszlık mesajlarının öğrenciyi daha dengeli ve etkili bir yapıya dönüştürdüğüne yönelik görüşlerle süreç desteklenmiştir.

3.3 Sonucsal İnceleme

Aracılık mekanizması açısından inceleme gerçekleştirildiğinde ebeveynin başarısızlık görüşleri esneklik üzerinde olumlu etki göstermektedir (gelişim düşüncesiyle ilişkili). Ayrıca ebeveynin başarısızlığı gelişim fırsatı olarak görmesi ve öğrencilerin gelişimine inanılmasının da esnkeliği arttrdığı ifade edilebilir.

Düzenleyici açısından ise ebeveyn katılımının yüksek olduğu durumlarda, ebeveynin olumlu başarısızlık mesajları çocuğa daha etkili bir şekilde iletilmekte ve esnekliği artırıcı etkisinin güçlendiği gözlenmiştir.Genel olarak inceleme gerçekleştirildiğinde ise akademik esnekliği desteklemek için müdahaleler, sadece öğrencilerin zihniyetine odaklanmamalı, aynı zamanda ebeveynlere olumlu başarısızlık görüşlerini çocuklarına yüksek katılım düzeyleriyle nasıl aktaracakları konusunda eğitim verilmesi gerektiği söylenebilir.

3.4 Metodolojik Yapı

Araştırma verisi, Çin’de öğrenim görmekte 2.546 ortaokul öğrencisinden toplanmakla birlikte Algılanan ebeveyn başarısızlık görüşleri, gelişim düşüncesi, ebeveyn katılımı ve akademik dayanıklılık/esneklik gibi psikolojik yapılar, standart psikometrik ölçeklerle ölçülmüştür. Bunun yanı sıra, Buna karşın, verilerin tek bir zamandaki kesitsel ölçümlerden elde edilmiş olması, değişkenler arasındaki nedensel ilişkiyi kesin olarak kanıtlama açısından bir sınırlılık olarak ifade edilebilir.

4. Kendi Değisken Secimim ve Degiskenlerin Filtrelenmesi

Kendi modelimi oluşturma sürecinde öncelikle değişken seçimi sürecimi gerçekleştirmiş bulunmaktayım. Bu kapsamda ilk olarak bizlere önerilen PISA ve TIMMS veri setlerini incelemiş bulunmaktayım. Bu kapsamda TIMSS veri setlerinin 4 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik matematik, fen alanına dayalı şekilde oluşturulduğunu, müfredat temelli bir yapısı olduğunu gözlemledim. Buna karşın, PISA’nın ise gerçek yaşamla ilişkili yapılara daha çok önem verdiğini, katılımcı yaş grubunun 15 ve çevresinde oluştuğunu gözlemledim. Ayrıca, PISA sınavında matematik okuryazarlığı, fen okuryazarlığı ve okuma okuryazarlığı alanında yapıların ele alındığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Bu doğrultuda 21. yüzyıl becerilerine daha yakın olduğunu düşündüğümden dolayı PISA veri setleriyle devam etmeye karar verdim.

PISA veri setlerini inceleme sürecimde 2015,2018 ve 2022 yıllarına ait verilerin literatürde daha yaygın olduğunu gözlemlemekle birlikte değişkenleri tek tek incelemiş bulunmaktayım. Bizlere verilen makale inceleme ödevinden de etkilenerek PISA 2015 veri seti üzerinde devam etmeye karar vermiş bulunmaktayım.

PISA2015 veri setini incelediğimde cinsiyet, anne-baba eğitim durumu, evde bulunan kitap sayısı, matematik-fen-okuma okuryazarlığı puanları, öğretmen desteği, ülke, test anksiyetesi, öğretmen geri bildirimi, fende öz yeterlilik, araçsal motivasyon, dersten zevk alma, disiplin, okula aidiyet, okul kaynakları gibi çeşitli değişkenler olduğunu gözlemlemiş bulunmaktayım.

Bu ödevde, Türkiye ve Finlandiya’dan PISA2015’e katılan öğrencilerin matematik başarısını etkileyen öğretmenlerin pedagojik ve bilişsel uygulamaları (IBTEACH) incelemeyi amaçladım. Bağımlı değişken olarak öğrencilerin matematik puanları (PV1MATH) belirledim, bağımsız değişken olarak öğretmenlerin pedagojik ve bilişsel uygulamaları (IBTEACH) ele aldım. Ödevde öğretmen desteği değişkenini (TEACHSUP) aracılık değişkeni olarak ele alarak ise öğretmen uygulamalarının matematik başarısı üzerindeki etkisinin, öğretmen desteği aracılığıyla dolaylı olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini ele almayı hedefledim. Ayrıca, öğrencilerin cinsiyeti (ST004D01T) düzenleyici değişken olarak modele dahil ederekte öğretmen desteğinin matematik başarısı üzerindeki etkisinin cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığı ele almayı düşündüm. Belirttiğim bu değişenkenler ve bu değişkenler arasındaki ilişki doğrultusunda öğretmen uygulamaları ile katılımcı öğrencilerin matematik başarısı arasındaki ilişkide hem aracılık hem de düzenleme mekanizmalarını değerlendirmeyi amaçladım.

Bu kapsamda teorik alt yapım aşağıdaki gibidir:

4.1. Sorgulamaya Dayalı Ögrenme (IBTEACH) (Bagımsız Değisken)

Sorgulamaya dayalı öğrenme, öğrencilerin ele alınan bir konu üzerinde çeşitli sorular sorarak, konu hakkında merak ettiklerini araştırarak ve süreçte elde ettikleri bilgileri sorgulayarak öğrenme gerçekleştirdikleri sürecin adıdır (Perry vd.,2001). Özellikle fen bilimleri alanında tercih edilen bu yapı eğitimin genel sürecine de entegre edilebilir bir yapıdadır ve bu entegrasyon kapsamında ise yaşam boyunca kullanabilecekleri bir sorun çözme becerisinin temelinide oluşturmaktadır (Branch ve Solowan,2003).

Sorgulamaya dayalı öğrenme becerilerin kazanılmasıyla süreçte öğrenciler gerçekleştirdikleri bir aktivitede merak ettikleri yapıya yönelik tatmin edici kanıtlar bulabilmektedir. Bu doğrultuda ise sorgulamaya dayalı öğrenme aracılığıyla öğrencilerin sorgulama, araştırma gibi süreç becerilerinin gelişiminin desteklendiği ifade edilebilir (Yaşar ve Duban, 2009). Ayrıca, sorgulamaya dayalı öğrenme ile ele alınan bir konu kapsamında temel gerekçelerin, kuramların anlaşılmasının, bilgi kazanımının, bilime karşı olumlu tutum oluşmasının da desteklendiği ifade edilebilir (Chiapetta ve Adams, 2004, Constantinou vd.,2018).

Sorgulamaya dayalı öğrenme kapsamında literatür incelemesi gerçekleştirildiğinde pekçok değişkenle ilişkisinin kurulduğu gözlemlenmiştir. Bu kapsamda bakıldığında, sorgulamaya dayalı öğrenmenin sağlandığı sınıflarda öğrenci başarısı üzerinde pozitif yönlü bir etki oluştuğu (Schroeder vd., 2007), öğrencilerin üstbilişsel becerilerinin gelişiminin desteklendiği (Nunaki vd., 2019), çeşitli değişkenlerle etkileşime girebileceği (Creemers, 2006) ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra, PISA 2015 verileri kapsamında IBTEACH değişkeniyle genel olarak fen okuryazarlığı ele alınmıştır. Bu kapsamda bakıldığında Caro vd. (2016), Teig vd. (2018) fen okuryazarlığı başarısı ile sorgulamaya dayalı öğrenme arasında negatif ilişki; Jerrim vd.(2019) ve Taylor vd.(2009) ise pozitif yönlü bir ilişki bulmuştur. Literatürde fen eğitimi dışındaki ders başarısıyla ilişkiye bakıldığında ise sorgulamaya dayalı öğrenme ile ders başarısının anlamlı şekilde arttığı gözlenmektedir (Kaçar vd.,2021; Pei, 2025; Ismaniati vd. 2025). Bu doğrultuda sorgulamaya dayalı öğrenmenin bağımsız değişken olarak kabul edileceği söylenebilir.

Bunun yanı sıra,sorgulamaya dayalı öğrenmenin öğretmen desteğiyle ilişkisi literatür kapsamında incelendiğinde sorgulamaya dayalı öğremenin öğretmen rehberliğinde ya da desteğiyle gerçekleştirilmesinin önem arz ettiği saptanmıştır (Yaşar ve Duban, 2009, Sager vd., 2025). Bunun yanı sıra, sorgulamaya dayalı öğrenme sürecinde öğretmen desteğinin az olması ya da hiç olmamasına bağlı olarak ise öğrencilerin başarısının istenen düzeye ulaşamayacağı da saptanmıştır (Cui vd.,2022). Son olarak, cinsiyet değişkeniyle arasındaki ilişkiye bakıldığında ise sorgulamaya dayalı öğrenmenin uygulama süreçlerinde cinsiyete göre başarı etkisinin dersten derse farklılık gösterdiği saptanmıştır (Johnson vd., 2020, Laoli vd. 2023).

4.2. Ögretmen Desteği (TEACHSUP)

Öğretmen desteği, gerçekleştirilen bir eğitim sürecinin temel yapı taşlarından birisi olarak görülebilmekle birlikte öğrencilerin aktif öğrenmelerine (Şahin,2007), okula bağlılığın artmasına (Blum, 2005) sağlayan bir yapı olarak görülebilmektedir. Ayrıca, öğretmenin süreç içerisinde öğrenciye aktif destek sağlamasının öğrencilerin başarısını destekleyen bir yapı olduğu da ifade edilebilir. Öğrenmeye/başarıya destek açısından bakıldığında öğretmenlerin öğrenciler destek sağlaması sosyal destek faktörlerinden biri olarak algılanabilmekle birlikte öğrencinin derse yönelik ilgisini, motivasyonunu desteklemektedir(Lee vd., 1999). Öğretmen desteğinin belirtilen bu yapıları doğrultusunda sorgulamaya dayalı öğrenmenin temellerinden olan öğretmen rehberliğinin öğretmen desteği süreciyle ilişkili olduğu ifade edilebilir.

Literatürde öğretmen desteği incelendiğinde ise öğretmen desteğinin öğrenci başarısı üzerinde olumlu etkisi tartışılmaz bir yapı olarak görülebilmektedir. Öğretmen desteğinin olumlu etkisine bakıldığında öğrenci başarısını kolaylaştıran bir yapı olduğu bilinmekle birlikte öğrencilerin bilişsel, davranışsal, araçsal yönlerini desteklemektedir (Chen, 2005). Bunun yanı sıra, sorgulamaya dayalı öğrenmeyle ilişki bazında bakıldığında ise pozitif bir iklimin öğretmen desteğiyle birlikte oluşacağı buna bağlı olarakta öğrenci başarısının desteklenebileceği ifade edilebilir (Pianta, 2004, Jerrim vd., 2019). Ayrıca, sorgulama bazında bakıldığında öğrencilerin öğretmen desteğiyle birlikte kendilerini güvende hissederek daha sorgulayan ve daha katılımcı bir yapıda oldukları saptanmıştır (Saunders vd., 2015, Roorda vd.,2017).

Belirtilen literatür doğrultusunda öğretmen desteğinin IBATECH ve matematik okuryazarlığı başarısı üzerindedeki etkisi ile ilişki yapısına bağlı yapısından dolayı nihai matematik okuryazarlığı başarısı üzerindeki etkiyi sunabileceğinden dolayı öğretmen desteği aracı değişken olarak kabul edilebilir.

4.3 Cinsiyet (Düzenleyici Değisken)

Öğrencilerin başarısına etkili olan faktörlerden birisi de cinsiyet olarak kabul edilebilmektedir. Tek başına etkili bir faktör olarak görülmemekle birlikte PISA2015 içerisindeki ailenin ekonomik durumu, sınıf düzeyi gibi diğer değişkenlerle ilişkili bir yapısı bulunmaktadır . Bu kapsamda bakıldığında Torrecilla Sanchez vd. (2019)’a göre cinsiyetin başarının yordayıcı yapılarından birisi olarak görülmesi gerekmektedir.

Literatürde inceleme gerçekleştirildiğinde PISA sonuçlarına bağlı olarak 15 yaşındaki kız ve erkek öğrencilerin fen okuryazarlığı düzeyindeki başarısına bakıldığında cinsiyetler arasında 7 puanlık bir fark olduğu saptanmıştır (Dolu, 2020). Bunun yanı sıra, Çelik ve Özer Özkan (2020) ile Ceyhan ve Gülleroğlu (2025) tarafından gerçekleştirilen çalışma kapsamında PISA 2015 maddelerinin yanlılık etkisi gösterdiği saptanmıştır. Ayrıca, Şehribanoğlu (2023) tarafından gerçekleştirilen araştırmada cinsiyet temelli şekilde PISA2015’in değişkenleri ele alınmış olmakla birlikte SCIEFF, BELONG gibi değişkenlerde de cinsiyetler arasından anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Bu yapılar yanı sıra, cinsiyete dayalı şekilde performans desteğine yani öğretmen desteğine bakıldığında kızların daha çok destek alan bir yapıda olduğu da saptanmıştır (Yang ve Zheng, 2024).

Belirtilen bu doğrultular kapsamında PISA 2015 kapsamında cinsiyete dayalı şekilde öğrencilerin farklı alanlarda birbirlerinde yüksek puan alabildiği ifade edilebilir. Bu kapsamda cinsiyet yapısının düzenleyici değişken olarak kabul edileceği ifade edilebilir.

4.4. Matematik Okuryazarlıgı Başarısı (Bagımlı Degisken)

Matematik okuryazarlığı başarısı PISA kapsamında öğrencilerin gerçek dünya problemlerini tanımlayabilmesi, uygun matematiksel becerileri geliştirmesi, sonuçları yorumlayıp değerlendirmesini kapsayan bir yapıdır. Bu başarısı çeşitli değişkenlerden etkilenerek şekillenmektedir.

Literatürde bakıldığında matematik okuryazarlığı başarısı sorgulamaya dayalı öğrenme ile etkileşimli bir yapı olarak görülmektedir. Süreçte bakıldığında sorgulamaya dayalı öğrenme temelinde öğrencilerin öğretmen rehberliğiyle başarısı artmaktadır (Sager vd.,2025). Bu konuya yönelik PISA2015 kapsamında doğrudan bir araştırma gerçekleştirilmemiştir. Buna karşın, fen eğitimi bazında bakıldığında Jerrim vd. (2019) ve Taylor vd.(2009) tarafından gerçekleştirilen aratırmada sorgulamaya dayalı öğrenmenin okuryazarlık becerisi üzerinde pozitif bir etki yarattığı gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra, matematik başarısının arttırılmasında öğretmen desteğinin ise pozitif bir etki gösterdiği gözlenmektedir. Bununla birlikte öğretmen desteği hem sorgulamaya dayalı öğrenme hem de başarıyla ilişkili bir faktör olarak görülmekle birlikte öğretmenin desteğiyle birlikte öğrencilerin hem aktifliğini hem de akademik başarılarının artacağı ifade edilmektedir (Şahin, 2007; Lee vd., 1999; Espinoza ve Taut, 2020). Cinsiyet bazında ise Li vd. (2018) ve Else-Quest vd. (2010) tarafından gerçekleştirilen araştırmalarda ise cinsiyet temelli şekilde öğrencilerin farklı sorularda ve farklı alanlarda başarı düzeyinin değişebileceği ifade edilmiştir.

Belirtilen bu kapsamda ise matematik okuryazarlığı başarısının bağımlı değişken olacağı ifade edilebilir.

4.5 Analiz Temeli

Genel inceleme sürecinin ardından veri setini haven paketinde bulunan read_sav() fonksiyonuyla birlikte aktarmış bulunmaktayım.

library(haven)
CY6_MS_CMB_STU_QQQ <- read_sav("CY6_MS_CMB_STU_QQQ.sav")
View(CY6_MS_CMB_STU_QQQ)

Bunun ardından veri setini daha rahat edebilmem için <- ile set2015 olarak atama yapıp setin genel yapısını incelemiş bulunmaktayım. #load(“CY6_MS_CMB_STU_QQQ.sav”)

library(dplyr)
library(tidyverse)
set2015 <-  CY6_MS_CMB_STU_QQQ
view(set2015)

Yukarıda ele aldığım literatür dahilinde ise değişken seçimlerini gerçekleştirmiş bulunmakla birlikte PV1MATH:PV10MATH aralığındaki matematik okuryazarlığı, ESCS sosyoekonomik düzey, ST004D01T adlı cinsiyet, PERFEED adlı öğretmen geri bildirimi, TEACHSUP adlı öğretmen desteği, IBTEACH adlı araştırma temelli öğrenme, CNT adlı ülke, ANXTEST adlı test anksiyetesi değişkenlerini select() fonksiyonuyla seçerek atamış bulunmaktayım. Bu kapsamda birden çok bağımlı, bağımsız, aracı ve düzenleyici değişken seçmiş bulunmaktayım. Bunun temel nedeni ise değişken tercihlerimden yola çıkarak derste olası değişikleri minimize etme ve birden çok fikirle süreci devam ettirme isteğimdir. Bu açıklamama istinaden, ön araştırma sürecimi IBTEACH, PVMATH, ST004D01T ve TEACHSUP değişkenleri üzerinde gerçekleştirdim.

set2015_2 <-set2015 %>% 
  select(PV1MATH,PV2MATH,PV3MATH,PV4MATH,PV5MATH,PV6MATH,PV7MATH,PV8MATH,PV9MATH,PV10MATH,ESCS,ST004D01T,PERFEED,TEACHSUP,IBTEACH,CNT,ANXTEST)
view(set2015_2)

Oluşturduğum yeni nesneyi ise glimpse() fonksiyonuyla ele almış bulunmaktayım.

glimpse(set2015_2)
## Rows: 519,334
## Columns: 17
## $ PV1MATH   <dbl> 462.940, 430.100, 302.612, 336.522, 290.929, 391.785, 485.08…
## $ PV2MATH   <dbl> 460.919, 465.203, 304.900, 435.054, 323.688, 376.190, 394.01…
## $ PV3MATH   <dbl> 458.935, 441.773, 337.867, 394.625, 373.974, 381.694, 431.46…
## $ PV4MATH   <dbl> 400.214, 396.778, 339.988, 410.594, 283.526, 342.038, 354.25…
## $ PV5MATH   <dbl> 481.023, 377.132, 372.041, 391.970, 330.693, 402.526, 429.82…
## $ PV6MATH   <dbl> 469.475, 432.294, 403.751, 443.546, 303.674, 307.631, 418.23…
## $ PV7MATH   <dbl> 471.392, 396.441, 322.534, 373.362, 346.831, 314.856, 438.19…
## $ PV8MATH   <dbl> 481.613, 384.414, 348.024, 408.199, 275.342, 362.112, 395.58…
## $ PV9MATH   <dbl> 425.974, 448.118, 375.300, 406.582, 296.060, 315.924, 429.03…
## $ PV10MATH  <dbl> 420.167, 431.413, 416.794, 399.288, 350.094, 360.994, 392.36…
## $ ESCS      <dbl+lbl> NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, …
## $ ST004D01T <dbl+lbl> 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1,…
## $ PERFEED   <dbl+lbl> NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, …
## $ TEACHSUP  <dbl+lbl> NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, …
## $ IBTEACH   <dbl+lbl> NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, …
## $ CNT       <chr+lbl> "ALB", "ALB", "ALB", "ALB", "ALB", "ALB", "ALB", "ALB", …
## $ ANXTEST   <dbl+lbl> NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, NA, …

Set hakkında gerekli kontrol sürecini sağlamamın ardından Türkiye ve eğitim kalitesi yüksek ülkelerden olan Finlandiya’nın verilerine yönelik filter() fonksiyonu ile sınırlandırma getirmiş bulunmaktayım.

set2015_3 <- set2015_2 %>% 
  filter(CNT %in% c("TUR", "FIN"))

Ardından veri setini view() fonksiyonu ile kontrol etmiş bulunmaktayım.

view(set2015_3)

Üzerinde çalışmayı planladığım IBTEACH, PVMATH, ST004D01T ve TEACHSUP değişkenlerine yönelik ayrı bir nesne oluşturmuş bulunmaktayım.

set2015_4 <- set2015_3 %>% 
  select(CNT,IBTEACH,PV1MATH:PV10MATH, ST004D01T,TEACHSUP)
view(set2015_4)

set2015_4 veri setindeki eksiklerin incelenmesi için colSums(is.na() fonksiyonunu kullanmış bulunmaktayım. Bu kapsamda PVMATH, ST004D01T ve CNT değişkenlerinde eksik veri olmadığını, IBTEACH’te 939, TEACHSUP’ta 927 olduğunu gözlemlemiş bulunmaktayım. Ardından boş verileri na.omit() ile silmiş bulunmaktayım (Derste öğreneceğimiz kapsamında güncellemeleri gerçekleştireceğim.).

set2015_5 <-na.omit(set2015_4)

Ardından is.na() ile tekrardan kontrol sağlayarak boş verilerin silindiğini kontrol etmiş bulunmaktayım.

view(set2015_5)
set2015_tr <- set2015_5 %>% filter(CNT %in% "TUR")
set2015_fin <- set2015_5 %>% filter(CNT %in% "FIN")

4.5.1 Hipotez Oluşturma

Bu tarz hipotezi oluşturmakta ilk tecrübelerimden o yüzden emin değilim.

H1 (Bağımsız değişkenin aracılık etkisi): Öğretmenlerin pedagojik ve bilişsel uygulamaları (IBTEACH), öğretmen desteği (TEACHSUP) aracılığıyla öğrencilerin matematik başarısını (PV1MATH) olumlu yönde etkilemektedir.

H2 (Aracı değişkenin etkisi): Öğretmen desteği (TEACHSUP), öğrencilerin matematik başarısı (PV1MATH) üzerinde pozitif bir etkiye sahiptir.

H3 (Düzenleyici etki – cinsiyet): Cinsiyet, öğretmen desteğinin (TEACHSUP) matematik başarısı (PV1MATH) üzerindeki etkisini anlamlı şekilde düzenlemektedir; yani öğretmen desteğinin etkisi erkek ve kız öğrenciler arasında farklılık göstermektedir.

H4 (Aracılık etkisinin cinsiyete göre farklılığı): Öğretmen desteği aracılığıyla IBTEACH’in matematik başarısına etkisi, cinsiyete göre farklılık göstermektedir; kız öğrenciler için aracılık etkisi erkek öğrencilere göre daha yüksektir.

H5 (Doğrudan etki): Öğretmenlerin pedagojik ve bilişsel uygulamaları (IBTEACH), öğretmen desteği aracılığı dışında öğrencilerin matematik başarısı üzerinde doğrudan anlamlı bir etkiye sahiptir.

4.5.2 Analiz Denemesi

Öncelikle bu hafta bizlerden doğrudan bir veri analizi istenmediğini anladığımdan dolayı kendim bir analiz denemesi gerçekleştirmek istedim. Bu analiz denemesi sürecinde Türkiye ve Finladiya’yı ayrı ayrı almak yerine tek bir veri seti olan (set2015_5) yapısından devam etmiş bulunmaktayım. Hocamızın uygun gördüğü taktirde Finlandiya ve Türkiye için olan analizleride dönüt sürecinde hemen ekleyeceğim.

Ayrıca bu analiz denemesini yaparken yapay zeka ve web kaynaklarından araştırma yapmış bulunmaktayım. Hatalı kod yazımlarımda yapay zekadan düzeltme almış bulunmaktayım. İlk olarak önceki gerçekleştirdiğim analizler dışında bu analiz sürecinde tidyverse, lavann ve semTools paketlerinden yararlanmış bulunmaktayım. Öncelikle yine kurduğum modelden emin olmadığımı da belirtmek isterim.

library(tidyverse)
library(lavaan)
library(semTools)

İnternette bulduğum örneklerde cinsiyet yapıları genel olarak 1-0 olarak sabitlenmişti, bu nedenle ifelse fonksiyonu kullanarak cinsiyeti 1-0 temelli bir yapıya döndürüp veri setime cinsiyet değişkeni olarak atama yaptım.

set2015_5$cinsiyet <- ifelse(set2015_5$ST004D01T == 1, 0, 1)

Derste de gördüğümüz üzere büyük veri setlerinde yüksek puanlı yapılar olduğunda bunlara yönelik dönüşüm yapmamız istenmekteydi. Bu kapsamda scale fonksiyonu kullanarak matematik okuryazarlığı, IBTEACH ve TEACHSUP değişkenlerindeki değerleri z puanına çevirmiş bulunmaktayım. Cinsiyeti ise kategorik yapı yerine numeric olarak atamış bulunmaktayım.

set2015_5$PV1MATH_z  <- scale(set2015_5$PV1MATH)
set2015_5$IBTEACH_z  <- scale(set2015_5$IBTEACH)
set2015_5$TEACHSUP_z <- scale(set2015_5$TEACHSUP)
set2015_5$cinsiyet     <- as.numeric(set2015_5$cinsiyet)

Cinsiyet etkisini ele alabilmek amacıyla çarpım temelli işlem gerçekleştirmiş bulunmaktayım. (Yapay zeka bunu önermişti. Ben doğrudan lavaan denemesi yapıyordum.)

set2015_5$TEACHSUP_gender <- set2015_5$TEACHSUP_z* set2015_5$cinsiyet

Modeli oluşturmak için lavaan paketini kullanmış bulunmaktayım. Bu kapsamda lavaan paketini araştırdığımda model oluştururken string bir yapı kullanılması gerektiğini öğrendim. Bu kapsamda ise tırnak işaretleri kullanarak modeli kurdum. Modeli kurarken PV1MATH’a yönelik olanı derste işlediğimiz yapılardan yola çıkarak oluşturdum. Buna karşın, indirect kısmını ise yapay zeka desteğiyle düzenledim. Bu kısımda bayağı hata almış bulunmaktayım.

library(lavaan)

model <- '
  
  TEACHSUP_z ~ a*IBTEACH_z

 
  PV1MATH_z ~ b1*TEACHSUP_z + b2*cinsiyet + b3*TEACHSUP_gender + c_prime*IBTEACH_z

  
  indirect_erk := a * (b1 + b3*0)   
  indirect_kdn := a * (b1 + b3*1)   
'

Son olarakta, sem(modeladı,data=,se="bootstrap",bootstrap= değer) yapısıyla birlikte modeli çalıştırıp, summary fonksiyonu ile özet değeri ele almış bulunmaktayım. Bu model dahilinde IBTEACH’in artmasıyla birlikte öğretmen desteğinin de arttığı gözlenmektedir(0.407). Bunun yanı sıra, TEACHPSUP arttıkça ise öğrencilerin PV1MATH değerlerinin de arttığını ifade edebilirim (0.077). Ayrıca cinsiyet bazında bakıldığında ise cinsiyetin 0.113 değerle PV1MATH puanları üzerinde küçük bir etkisi olduğu ifade edilebilir. TEACHSUP ve cinsiyetin etkileşiminin PV1MATH üzerindeki etkisine bakıldığında ise iki değişkenin etkileiminin 0.068’lik küçük bir etki gösterdiği gözlenmiştir. Son olarak, IBTEACH’in PV1MATH üzerindeki etkisine bakıldığında öğretmen desteği olmadan IBTEACH’in etkili olmadığı söylenebilir (-0.270).

Aracılık etkilerine bakıldığında ise iki değerinde 0.03-0.05 aralığında olmasına bağlı olarak cinsiyetin küçük ama aracı bir etki gösterdiğini gözlemledim.

fit <- sem(model,
           data = set2015_5,
           se = "bootstrap",
           bootstrap = 5000)

summary(fit, standardized = TRUE, fit.measures = TRUE)
## lavaan 0.6-20 ended normally after 1 iteration
## 
##   Estimator                                         ML
##   Optimization method                           NLMINB
##   Number of model parameters                         7
## 
##   Number of observations                         10727
## 
## Model Test User Model:
##                                                       
##   Test statistic                              6764.617
##   Degrees of freedom                                 2
##   P-value (Chi-square)                           0.000
## 
## Model Test Baseline Model:
## 
##   Test statistic                              9401.871
##   Degrees of freedom                                 7
##   P-value                                        0.000
## 
## User Model versus Baseline Model:
## 
##   Comparative Fit Index (CFI)                    0.280
##   Tucker-Lewis Index (TLI)                      -1.519
## 
## Loglikelihood and Information Criteria:
## 
##   Loglikelihood user model (H0)             -29122.280
##   Loglikelihood unrestricted model (H1)     -25739.972
##                                                       
##   Akaike (AIC)                               58258.560
##   Bayesian (BIC)                             58309.524
##   Sample-size adjusted Bayesian (SABIC)      58287.279
## 
## Root Mean Square Error of Approximation:
## 
##   RMSEA                                          0.561
##   90 Percent confidence interval - lower         0.550
##   90 Percent confidence interval - upper         0.573
##   P-value H_0: RMSEA <= 0.050                    0.000
##   P-value H_0: RMSEA >= 0.080                    1.000
## 
## Standardized Root Mean Square Residual:
## 
##   SRMR                                           0.155
## 
## Parameter Estimates:
## 
##   Standard errors                            Bootstrap
##   Number of requested bootstrap draws             5000
##   Number of successful bootstrap draws            5000
## 
## Regressions:
##                    Estimate  Std.Err  z-value  P(>|z|)   Std.lv  Std.all
##   TEACHSUP_z ~                                                          
##     IBTEACH    (a)    0.407    0.010   39.634    0.000    0.407    0.407
##   PV1MATH_z ~                                                           
##     TEACHSU   (b1)    0.077    0.015    5.210    0.000    0.077    0.077
##     cinsiyt   (b2)    0.113    0.019    5.925    0.000    0.113    0.056
##     TEACHSU   (b3)    0.068    0.020    3.473    0.001    0.068    0.049
##     IBTEACH (c_pr)   -0.270    0.011  -24.577    0.000   -0.270   -0.271
## 
## Variances:
##                    Estimate  Std.Err  z-value  P(>|z|)   Std.lv  Std.all
##    .TEACHSUP_z        0.834    0.012   69.242    0.000    0.834    0.834
##    .PV1MATH_z         0.937    0.012   78.053    0.000    0.937    0.941
## 
## Defined Parameters:
##                    Estimate  Std.Err  z-value  P(>|z|)   Std.lv  Std.all
##     indirect_erk      0.031    0.006    5.114    0.000    0.031    0.031
##     indirect_kdn      0.059    0.006    9.298    0.000    0.059    0.051

Kaynakca

Blum, R. (2005). School connectedness: Improving the lives of students. Johns Hopkins Bloomberg School of Public Health.

Branch, J. L., & Solowan, D. G. (2003). Inquiry-based learning: The key to student success. School Libraries in Canada, 22(4), 6–12.

Caro, D. H., Lenkeit, J., & Kyriakides, L. (2016). Teaching strategies and differential effectiveness across learning contexts: Evidence from PISA 2012. Studies in Educational Evaluation, 49, 30–41.

Ceyhan, O., & Gülleroğlu, H. D. (2025). Investigation of differential item functioning of the PISA 2015 science literacy items with the latent class approach. Kocaeli Üniversitesi Eğitim Dergisi, 8(1), 178–204. https://doi.org/10.33400/kuje.1158799

Chen, J. J. L. (2005). Relation of academic support from parents, teachers, and peers to Hong Kong adolescents’ academic achievement: The mediating role of academic engagement. Genetic, Social, and General Psychology Monographs, 131(2), 77–127. https://doi.org/10.3200/MONO.131.2.77-127

Chiappetta, E. L., & Adams, A. D. (2004). Inquiry-based instruction. The Science Teacher, 71(2), 46–50.

Constantinou, C. P., Tsivitanidou, O. E., & Rybska, E. (2018). What is inquiry-based science teaching and learning? In O. E. Tsivitanidou et al. (Eds.), Professional development for inquiry-based science teaching and learning (pp. 1–23). Springer.

Creemers, B. P. M. (2006). The importance and perspectives of international studies in educational effectiveness. Educational Research and Evaluation, 12(6), 499–511. https://doi.org/10.1080/13803610600873978

Cui, Y., Zhao, G., & Zhang, D. (2022). Improving students’ inquiry learning in web-based environments by providing structure: Does the teacher matter or platform matter? British Journal of Educational Technology, 53, 1049–1068. https://doi.org/10.1111/bjet.13184

Dolu, A. (2020). Sosyoekonomik faktörlerin eğitim performansı üzerine etkisi: PISA 2015 Türkiye örneği. Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 18(2), 41–58. https://doi.org/10.11611/yead.607838

Else-Quest, N., Hyde, J., & Linn, M. (2010). Cross-national patterns of gender differences in mathematics: a meta-analysis.. Psychological bulletin, 136 1, 103-127 . https://doi.org/10.1037/a0018053.

Espinoza, A., & Taut, S. (2020). Gender and Psychological Variables as Key Factors in Mathematics Learning: A Study of Seventh Graders in Chile. International Journal of Educational Research, 103, 101611. https://doi.org/10.1016/j.ijer.2020.101611.

Ismaniati, C., Lindra, A., & Pratama, H. (2025). Problem-based inquiry method: Improving critical thinking skills, academic outcomes, and learning motivation. Jurnal Iqra’: Kajian Ilmu Pendidikan. https://doi.org/10.25217/ji.v10i1.5718

Jerrim, J., Oliver, M., & Sims, S. (2019). The relationship between inquiry-based teaching and students’ achievement: New evidence from a longitudinal PISA study in England. Learning and Instruction, 61, 35–44.

Johnson, E., Andrews-Larson, C., Keene, K., Melhuish, K., Keller, R., & Fortune, N. (2020). Inquiry and gender inequity in the undergraduate mathematics classroom. Journal for Research in Mathematics Education, 51, 504–516. https://doi.org/10.5951/jresematheduc-2020-0043

Kaçar, T., Terzi, R., Arikan, İ., & Kırıkçı, A. (2021). The effect of inquiry-based learning on academic success: A meta-analysis study. International Journal of Education and Literacy Studies, 9, 15–23. https://doi.org/10.7575/aiac.ijels.v.9n.2p.15

Laoli, A., Waruwu, E., Ndraha, A., & Zebua, D. (2023). Gender differences in college students’ achievement in teaching English as a foreign language using inquiry-based learning. Journal of Education and e-Learning Research. https://doi.org/10.20448/jeelr.v10i4.5047

Lee, V. E., Smith, J. B., Perry, T. E., & Smylie, M. A. (1999). Social support, academic press, and student achievement: A view from the middle grades in Chicago. Improving Chicago’s Schools. Chicago Annenberg Research Project.

Li, M., Zhang, Y., Liu, H., & Hao, Y. (2018). Gender differences in mathematics achievement in Beijing: A meta‐analysis. British Journal of Educational Psychology, 88, 566–583. https://doi.org/10.1111/bjep.12203.

Nunaki, J. H., Damopolii, I., Kandowangko, N. Y., & Nusantari, E. (2019). The effectiveness of inquiry-based learning to train the students’ metacognitive skills based on gender differences. International Journal of Instruction, 12(2), 505–516. https://doi.org/10.29333/iji.2019.12232a

Pei, Z. (2025). Investigating the effectiveness of inquiry-based learning (IBL) on students’ academic achievement. Research Studies in English Language Teaching and Learning. https://doi.org/10.62583/rseltl.v3i3.89

Perry, V. R., & Richardson, C. P. (2001). The New Mexico Tech Master of Science Teaching Program: An exemplary model of inquiry-based learning. In 31st ASEE/IEEE Frontiers in Education Conference. Reno, NV.

Roorda, D., Jak, S., Zee, M., Oort, F., & Koomen, H. (2017). Affective teacher–student relationships and students’ engagement and achievement: A meta-analytic update and test of the mediating role of engagement. School Psychology Review, 46, 239–261. https://doi.org/10.17105/spr-2017-0035.v46-3

Sager, M., Pierce, K., & Murillo, J. (2025). Enhancing inquiry-based science instruction: The role of professional learning communities and instructional coaching for elementary science teachers. Journal of Education and Learning. https://doi.org/10.5539/jel.v14n5p26

Saunders-Stewart, K. S., Gyles, P. D. T., Shore, B. M., & Bracewell, R. J. (2015). Student outcomes in inquiry: Students’ perspectives. Learning Environments Research, 18(2), 289–311. https://doi.org/10.1007/s10984-015-9185-2

Şahin, İ. (2007). Predicting student satisfaction in distance education and learning environments. Turkish Online Journal of Distance Education, 8(2), 113–119.

Şehribanoğlu, S. (2023). Eğitimsel veri madenciliği ile cinsiyetler arasındaki farklılaşmanın PISA 2015 Türkiye örnekleminde incelenmesi. In Doğa Bilimleri ve Matematikte Güncel Yaklaşımlar (pp. 57–79). İzmir: Duvar Yayınları.

Taylor, J., Stuhlsatz, M., & Bybee, R. (2009). Windows into high-achieving science classrooms. In R. W. Bybee & B. McCrae (Eds.), PISA science 2006: Implications for science teachers and teaching (pp. 123–132). NSTA Press.

Teig, N., Scherer, R., & Nilsen, T. (2018). More isn’t always better: The curvilinear relationship between inquiry-based teaching and student achievement in science. Learning and Instruction, 56, 20–29.

Yang, Y., & Zheng, J. (2024). Unfolding the moderating role of gender in the relationship between teacher support and students’ well-being: Evidence from PISA 2022. Child Indicators Research. https://doi.org/10.1007/s12187-024-10172-z

Yaşar, Ş., & Duban, N. (2009). Sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımına yönelik öğrenci görüşleri. İlköğretim Online, 8(2), 457–475.