Abstract
İşgücü piyasaları ile ilgili araştırmalarda demografik özelliklerin geçmiş yıllara kıyasla giderek daha detaylı incelenmesinin gerekli olduğu görülmektedir. Bu anlamda genç işsizliği de incelenmesi gereken konu başlıklarından biridir. Bu sorun, günümüzde yaşanan istihdam sorununun detaylı ve farklı boyutları ile ele alınarak incelenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Çünkü işgücü piyasaları ile ilgili araştırmalarda incelenen grubun tanımlanması büyük önem taşımaktadır. Genç nüfusun işgücüne katılım oranlarının genellikle yetişkin işsizlik oranlarının yaklaşık iki katı olduğu söylenirse yanlış söylenmiş olmaz. Yetişkin nüfusta olduğu gibi genç nüfus için de, işsizlik, eksik istihdam, düşük ücret ve düşük verimli işler önem sorunlardır. Bu sorunlar, gençlerin potansiyellerini ortaya koymalarını engellediği gibi toplumda siyasi şiddete de sebep olabilmektedir. Bu çalışma, Türkiye’de eğitim faktörünün genç işsizliği ile olan ilişkisindeki yerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Genç işsiz grupların dağılımı istatistiksel olarak incelendiğinde, eğitimli ve eğitimsiz gruplar arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak eğitim faktörünün genç istihdamını arttırmadaki önemi ortaya çıkmaktadır. Günümüz toplumlarında iş sahibi olabilmek için giderek daha fazla nitelik sahibi olmak gerekmektedir.İşsizlik, sosyal ve ekonomik açıdan önemli bir göstergedir.İktisadi açıdan işsizlik, kullanılmamış emek demektir.İşsizlik denilince akla gelen şeylerin başında kimi zaman genç işsizlik kavramı gelir. Genç işsizlik, genellikle 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusun işsizlik oranını ifade eder. Bu, iş gücüne dahil olan, yani aktif olarak iş arayan ancak iş bulamayan gençlerin oranını gösterir.
Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi olarak kabul edilen Türkiye, bu avantajını ekonomik anlamda güce dönüştürebilmesi için gençliği gerektiği gibi istihdam etmek zorundadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 verilerine göre; Ocak ayında istihdam edilen kişi sayısı 32 milyon 222 bin olarak kaydedilmiştir.Bu oran, toplam istihdam oranının %49.0 olduğunu göstermektedir. Genç işsizlik oranı ise 15-24 yaş grubunda %16,6 olarak belirlenmiştir.
Genç işsiz sayısı 2023 yılı Aralık ayında 3 milyon 98 bin kişi olarak kaydedilmiştir. Genç nüfusta işsizlik oranı %15.5 iken, erkeklerde bu oran %11.5, kadınlarda ise %22.8 olarak tahmin edilmiştir.
Genç işsizlerin olmasında ya da artmasındaki sebepler:
1- Eğitim ve beceri uyuşmazlığı:Eğitim sisteminin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun olmaması, gençlerin gerekli becerilere sahip olmadan mezun olmalarına yol açar. Bu durum, işverenlerin talep ettiği niteliklere sahip olmayan gençlerin iş bulmasını zorlaştırır.
2- İş Tecrübesi Eksikliği: Gençler, işgücü piyasasına yeni girdikleri için genellikle iş tecrübesi eksikliği yaşarlar. İşverenler ise tecrübeli çalışanları tercih edebilir, bu da gençlerin iş bulmasını zorlaştırır.
3- Ekonomik Durum ve Dalgalanmalar:Ekonomik durgunluk dönemlerinde işsizlik oranları genel olarak artar ve bu durum gençleri daha fazla etkiler. Ekonomik belirsizlikler, işverenlerin yeni eleman alımını sınırlamasına neden olabilir.
4- Yapısal İşsizlik: Teknolojik değişimler ve küreselleşme, bazı sektörlerde işlerin kaybolmasına yol açabilir. Gençler, bu değişimlere uyum sağlamakta zorluk çekebilir ve yeni beceriler edinmeleri zaman alabilir.
5- İşgücü Piyasasına Geçiş Süreci:Eğitimden iş hayatına geçiş süreci genellikle zorludur ve bu süreçte gençlerin rehberliğe ihtiyacı olabilir. Bu süreçteki belirsizlikler ve bilgi eksiklikleri genç işsizliğini artırabilir.
Genç işsizlerin azalması için uygulanacak politikalar:
1- Eğitim sisteminin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi, gençlerin gerekli becerilerle donatılmasını sağlar.
2- Staj programları ve iş başında eğitim imkanları, gençlerin iş tecrübesi kazanmalarına yardımcı olabilir.
3- Ekonomik büyümeyi teşvik eden politikalar, işsizliği azaltabilirve gençlere daha fazla iş fırsatı sunabilir.
4- Gençlere kariyer planlaması ve iş arama süreçlerinde rehberlik sağlayacak hizmetlerin sunulması, geçiş sürecini kolaylaştırabilir.
5- Gençlerin kendi işlerini kurmalarını teşvik etmek için girişimcilik eğitimleri ve finansman desteği sağlanabilir.
Genç işsizlik oranlarındaki dalgalanmaların yetişkin işsizlik oranlarındaki dalgalanmalardan daha fazla olması üç nedene bağlanmaktadır; toplam talep, genç ücretleri, genç işgücünün büyüklüğü. Toplam talep, genç işsizlik oranlarını, yetişkin işsizlik oranlarını etkilediği gibi etkilemektedir. Ancak genç işsizliğinde dalgalanmanın daha fazla olmasının nedeni gençlerin ilk işlerini bırakma olasılıklarının yüksek olması nedeniyledir. Çünkü gençler ücreti düşük buldukları için, nitelikleri uymadığı için veya farklı nedenlerle işten çıkarılması yetişkinlere göre daha muhtemel bir gruptur. İşgücü piyasasındaki genç sayısı arttıkça bu gençler için hazır olabilecek iş imkanları da artmaktadır.
Genç işsizlik, ekonomik ve sosyal açıdan ciddi sonuçlara yol açabilir. Araştırmalar, genç işsizliğin bireysel düzeyde gelir kaybı, psikolojik stres ve sosyal dışlanma gibi olumsuz etkileri olduğunu göstermektedir (Bell ve Blanchflower, 2011). Makro düzeyde ise, genç işsizlik yüksek suç oranları, toplumsal huzursuzluk ve ekonomik büyümede yavaşlama gibi sorunlara yol açabilir (Oreopoulos, von Wachter ve Heisz, 2012).
Türkiye’de genç işsizlik oranları tarihsel olarak yüksek seyretmiştir. Özellikle 2008 küresel ekonomik krizinden sonra genç işsizlik oranlarında önemli artışlar gözlemlenmiştir (Dünya Bankası, 2016). TÜİK verilerine göre, genç işsizlik oranları 2020’li yıllarda da yüksek seviyelerde kalmaya devam etmektedir. Bu dönemde genç kadınlar arasındaki işsizlik oranlarının erkeklere kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür (TÜİK, 2024).
Eğitim sisteminin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun olmaması, genç işsizliğin temel nedenlerinden biridir. Birçok araştırma, Türkiye’de eğitim ve işgücü piyasası arasında ciddi bir uyuşmazlık olduğunu ortaya koymaktadır (Tansel ve Kan, 2016). Bu uyuşmazlık, gençlerin mezun olduktan sonra iş bulmalarını zorlaştırmaktadır. Ayrıca, teknik ve mesleki eğitimin yetersizliği de bu sorunu derinleştirmektedir.
Gençlerin işgücü piyasasına giriş sürecinde karşılaştıkları en büyük engellerden biri iş tecrübesi eksikliğidir. İşverenler genellikle deneyimli çalışanları tercih etmekte, bu da gençlerin iş bulma sürecini zorlaştırmaktadır (Kluve ve Schmidt, 2002). Türkiye’de gençlerin işgücü piyasasına daha kolay entegre olabilmesi için staj ve çıraklık programlarının yaygınlaştırılması önerilmektedir (Murat, 2020).
Genç işsizlik oranları, ekonomik durgunluk dönemlerinde genellikle daha fazla artış göstermektedir. Ekonomik dalgalanmalar, gençlerin iş bulma şansını azaltmakta ve işverenlerin yeni eleman alımını sınırlamaktadır (Verick, 2009). Türkiye’de de ekonomik belirsizlikler ve kriz dönemlerinde genç işsizlik oranlarının önemli ölçüde arttığı gözlemlenmiştir (Özcan ve Sayan, 2019).
Türkiye ile aynı kategorideki ülkelerle karşılaştırıldığında Türk iş gücü piyasasında emek talebindeki emek arzını karşılamakta yetersiz kaldığını görebilmekteyiz. İşgücünün önemli kısmının genç ve vasıfsız işsizlerden oluşu ve ücretlilerin toplam istihdam içindeki payının düşük oluşu da diğer bir olumsuzluk örneğidir.
Türkiye’deki toplam istihdamın en önemli kalemini tarım sektörün oluşturmaktadır. Bununla birlikte tarım sektörünün toplam istihdamdaki payı gün ve gün gerilemektedir. Emek sahiplerinin çoğu düşük gelir seviyelerinde çalışmakta olup kayıt dışı çalınanların oranı bir hayli yüksektir.
Türkiye’de iş gücü piyasasının özelliklerin:
1- Hızlı nüfus artışıyla paralel genç nüfus
2- Kadın işgücüne katılımın düşük olması nedeniyle genel işgücüne katılım oranlarının düşük seyretmesi,
3- Lise seviyesinden düşük eğitime sahip nüfusun toplam iş gücünün yarısından fazlasını meydana getirmesi (okuryazar olmayanlar ilave edilerek)
4- Yüksek kayıt dışılık ve tarımın sektörler içinde en yüksek paya sahip olması
5- İstihdam oranının %40’lar gibi düşük seviyelerde seyretmesidir.
Türkiye’de Genç İşsizlik ve Eğitim İlişkisi
Genç nüfus olarak kabul edilen 15-24 yaş grubu, Türkiye’deki işgücü piyasasındaki sorunlardan olumsuz anlamda etkilenen en öneli grubu oluşturmaktadır. Eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranının düşmesi gerekir. Eğitim seviyesinin artması, beşeri sermaye stoklarının da artmasına neden olacak ve eğitim seviyesi yüksek insanların iş bulması çok daha kolay olacaktır. Bu teorik beklenti neticesinde eğitim seviyesi yüksek bireylerde işsizlik riskinin düşük olması beklenmektedir.
Çalışkan’a ( 2007) göre eğitim seviyesi ile işsizlik arasındaki ters yönlü ilişkinin en önemli nedeni, yüksek eğitimli işçilerin mevzu bahis olduğu durumlarda firmaların işçi bulma uğraşları, hizmet içi eğitim süreci ve firmalar arası rekabet yöntemlerinde önemli davranışsal değişiklikler meydana gelmesidir. Genç işsizler niteliklerine uyan işlerin peşinden koşma durumunda kalmaktadır. Genç işsizliği ile eğitim arasındaki ilişkide nitelik uyuşmazlığının yanında diğer bir etmen ise ücret beklentileridir. Genç işsizlerde ücret memnuniyetsizliği ve işten kolayca ayrılma eğilimi göstermeleri Türkiye’de işgücü piyasasında karşılaşılan diğer bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
YILLARA GÖRE TÜRKİYE’DEKİ İŞSİZLİK ORANI
Genc_Isizlik = β0 + β1⋅Egitim_Seviyesi + β2⋅Ekonomik_Buyume + e
library(WDI)
SL.UEM.1524.ZS: 15-24 yaş arası toplam işgücünün yüzdesi olarak genç işsizlik oranı) göstergesini temsil eder. Bu, gençler arasında işsiz olanların oranını ifade eder.
NY.GDP.MKTP.KD.ZG:Bu gösterge, bir ülkenin yıllık gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyüme oranını ifade eder.
SE.TER.ENRR: Bu gösterge, yükseköğretimdeki öğrencilerin sayısının, ilgili yaş grubundaki toplam nüfusa oranını ifade eder.
veri <- WDI(country = "TR",
indicator = c("SL.UEM.1524.ZS", "NY.GDP.MKTP.KD.ZG", "SE.TER.ENRR"),
start = 2000, end = 2023)
colnames(veri) <- c("Country", "iso2c", "iso3c", "Year", "Genc_Isizlik", "Ekonomik_Buyume", "Egitim_Seviyesi")
veri <- veri %>% select(-Country, -iso2c, -iso3c)
str(veri)
## 'data.frame': 24 obs. of 4 variables:
## $ Year : int 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 ...
## $ Genc_Isizlik : num 12.5 16 18.9 20.2 20.2 ...
## ..- attr(*, "label")= chr "Unemployment, youth total (% of total labor force ages 15-24) (modeled ILO estimate)"
## $ Ekonomik_Buyume: num 6.93 -5.75 6.45 5.76 9.8 ...
## ..- attr(*, "label")= chr "GDP growth (annual %)"
## $ Egitim_Seviyesi: num NA 25 25.9 29.7 30.8 ...
## ..- attr(*, "label")= chr "School enrollment, tertiary (% gross)"
veri <- veri %>%
mutate_if(is.numeric, ~ifelse(is.na(.), mean(., na.rm = TRUE), .))
summary(veri)
## Year Genc_Isizlik Ekonomik_Buyume Egitim_Seviyesi
## Min. :2000 Min. :12.55 Min. :-5.750 Min. : 25.04
## 1st Qu.:2006 1st Qu.:16.81 1st Qu.: 3.246 1st Qu.: 38.87
## Median :2012 Median :19.03 Median : 5.648 Median : 69.10
## Mean :2012 Mean :18.84 Mean : 5.112 Mean : 69.10
## 3rd Qu.:2017 3rd Qu.:20.13 3rd Qu.: 7.733 3rd Qu.: 97.60
## Max. :2023 Max. :24.80 Max. :11.439 Max. :125.76
model <- lm(Genc_Isizlik ~ Egitim_Seviyesi + Ekonomik_Buyume, data = veri)
summary(model)
##
## Call:
## lm(formula = Genc_Isizlik ~ Egitim_Seviyesi + Ekonomik_Buyume,
## data = veri)
##
## Residuals:
## Min 1Q Median 3Q Max
## -6.0446 -1.3869 -0.5993 2.3797 3.6140
##
## Coefficients:
## Estimate Std. Error t value Pr(>|t|)
## (Intercept) 17.01756 1.38806 12.260 4.9e-11 ***
## Egitim_Seviyesi 0.03663 0.01661 2.205 0.0388 *
## Ekonomik_Buyume -0.13799 0.12929 -1.067 0.2980
## ---
## Signif. codes: 0 '***' 0.001 '**' 0.01 '*' 0.05 '.' 0.1 ' ' 1
##
## Residual standard error: 2.654 on 21 degrees of freedom
## Multiple R-squared: 0.2123, Adjusted R-squared: 0.1373
## F-statistic: 2.83 on 2 and 21 DF, p-value: 0.08161
library(ggplot2)
ggplot(veri, aes(x = Egitim_Seviyesi, y = Genc_Isizlik)) +
geom_point() +
geom_smooth(method = "lm", col = "blue") +
labs(title = "Eğitim Seviyesi ve Genç İşsizlik Oranı Arasındaki İlişki",
x = "Eğitim Seviyesi (Yükseköğretimde Kayıt Oranı)",
y = "Genç İşsizlik Oranı (%)")
## `geom_smooth()` using formula = 'y ~ x'
Türkiye’de en yüksek işsizlik oranları mesleki eğitim mezunları başta olmak üzere eğitimliler arasında görülmektedir. Bu durumun doğal sonucu olarak eğitim sistemimizdeki aksak yönlerin analiz edilip gerekli önlemler alınması olmazsa olmaz bir politika olarak düşünülmelidir. Her ile bir üniversite açıp vasıfsız iş gücü yetiştirmek yerine gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri analiz edilmeli ve eğitim sisteminin aksak yönleri revize edilmelidir. Üniversitelerin birbirleri le rekabet eder bir konuma getirilmesi sağlanmalıdır. Eğitim sisteminin temel hedefi geniş tabanlı ve sektörel olmalıdır. Bu eğitim sisteminin her bir sektörün çalışma yaşamına cevap vermesi sağlanmalıdır. Yaşam boyu eğitim ve meslek edindirme programlarının sayısı ve kalitesi arttırılmalıdır. Engelli ve özel eğitime ihtiyaç duyan kişilere yönelik eğitimlerin arttırılması ve ilgili kişilerin iş gücüne katılımı sağlanmalıdır. Söz konusu programları destekleyen işverenler için devlet tarafından vergi ve teşvik kolaylıkları sağlanmalıdır. Söz konusu çözüm önerilerinin gerçekleştirilmesi, ekonometrik modelde çıkan ilişkinin gücünü çok daha arttırabilecek ve genç eğitimlilerin istihdama katılım payı daha da artabilecektir.
Karagöz, K., & Albeni, M. (2009). Türkiye’de eğitim ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisi: 1923-2008. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14(3), 25-45.
Aksoy, Y., & Yılmaz, B. (2020). Türkiye’de genç işsizlik ve eğitim arasındaki ilişki: Bir regresyon analizi. Sosyal Bilimler Dergisi, 15(2), 45-60.
Oğuz, O., & Topkaya, Y. (2009). Kamu harcamaları ve ekonomik büyüme ilişkisi: Türkiye üzerine ekonometrik bir uygulama. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(9), 55-82.
Tarı, R., & Arı, A. (2018). Türkiye’de işsizlik ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki: 2000-2015 dönemi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, 68(2), 55-75.
Zaman serisi tahmini, geçmiş verilere dayanarak gelecekteki değerleri tahmin etmek için istatistiksel yöntemlerin kullanıldığı bir analiz türüdür. Bu tahminler, belirli bir zaman aralığında gözlenen veri noktalarının bir model kullanılarak gelecekteki trendlerin veya desenlerin tahmin edilmesiyle elde edilir.
Örneğin, bir şirketin geçmiş satış verilerine dayanarak gelecek bir yıl içindeki satışlarını tahmin etmek için zaman serisi tahmini kullanılabilir. Bu durumda, geçmiş satış verileri analiz edilir, mevsimsellik, trendler ve belki de diğer faktörler göz önünde bulundurularak bir model oluşturulur. Sonrasında bu model kullanılarak gelecek dönemlerdeki satışlar tahmin edilir.
1-Trend (Eğilim): Trend, zaman serisinde uzun vadeli artış veya azalış eğilimini temsil eder. Trend, genellikle verinin genel büyüme veya azalma eğilimini gösterir ve mevsimsel dalgalanmaların ötesine geçer. Trend bileşeni, verinin düzgün bir şekilde artan veya azalan bir ortalama değerine sahip olduğunu ifade eder.
2-Mevsimsel (Seasonal): Mevsimsel bileşen, bir zaman serisinde belirli bir periyodik deseni temsil eder. Örneğin, mevsimsel bir zaman serisinde aylık satış verilerinde Noel dönemi gibi belirli aylarda artışlar veya yaz dönemindeki turistik bölgelerde artışlar gözlemlenebilir.
3-Seviye : Eğer zaman serisi düz bir çizgi olsaydı, seviyesinin ne olacağını gösterir.
4-Noise(Gürültü): Zaman serisinde oluşan rastgele dalgalanmaları anlatır. Bu dalgalanmalar rastgeledir ve zaman serisi verileriyle tahmin edilemez ve açıklanamaz.
1-Finansal veri çekme: quantmod(), Yahoo Finance, Google Finance ve diğer finansal veri sağlayıcılarından hisse senedi fiyatları, endeksler, döviz kurları ve diğer finansal verileri çekmek için kullanılabilir.
2-Veri işleme ve dönüştürme: quantmod(), finansal verileri işlemek, dönüştürmek ve temizlemek için çeşitli fonksiyonlar sağlar. Bu fonksiyonlar, zaman serilerini uygun formata dönüştürmek, eksik verileri işlemek ve veriler arasında dönemsel dönüşümler yapmak için kullanılabilir.
3-Geriye dönük analiz: quantmod(), geçmiş verileri kullanarak geriye dönük analizler yapmak için fonksiyonlar sağlar. Bu, geçmiş performansı değerlendirmek, stratejilerin geriye dönük testlerini yapmak ve gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmek için kullanılabilir.
Bu özellikler, quantmod() paketini finansal veri analizi ve modelleme için güçlü bir araç haline getirir.
İlk olarak quantmod paketini yükledim ve kullanmak için library() yapıp çalıştırdım.
library(quantmod)
getSymbols("AAPL")
## Warning: AAPL contains missing values. Some functions will not work if objects
## contain missing values in the middle of the series. Consider using na.omit(),
## na.approx(), na.fill(), etc to remove or replace them.
## [1] "AAPL"
dim(AAPL)
## [1] 4390 6
head(AAPL)
## AAPL.Open AAPL.High AAPL.Low AAPL.Close AAPL.Volume AAPL.Adjusted
## 2007-01-03 3.081786 3.092143 2.925000 2.992857 1238319600 2.530319
## 2007-01-04 3.001786 3.069643 2.993571 3.059286 847260400 2.586481
## 2007-01-05 3.063214 3.078571 3.014286 3.037500 834741600 2.568062
## 2007-01-08 3.070000 3.090357 3.045714 3.052500 797106800 2.580745
## 2007-01-09 3.087500 3.320714 3.041071 3.306071 3349298400 2.795127
## 2007-01-10 3.383929 3.492857 3.337500 3.464286 2952880000 2.928890
tail(AAPL)
## AAPL.Open AAPL.High AAPL.Low AAPL.Close AAPL.Volume AAPL.Adjusted
## 2024-06-04 194.64 195.32 193.03 194.35 47471400 194.35
## 2024-06-05 195.40 196.90 194.87 195.87 54156800 195.87
## 2024-06-06 195.69 196.50 194.17 194.48 41181800 194.48
## 2024-06-07 194.65 196.94 194.14 196.89 53103900 196.89
## 2024-06-10 196.90 197.30 192.15 193.12 97262100 193.12
## 2024-06-11 NA NA NA NA NA NA
chartSeries(AAPL)
chartSeries(AAPL, theme="white")
getSymbols("VOW3.DE")
## Warning: VOW3.DE contains missing values. Some functions will not work if
## objects contain missing values in the middle of the series. Consider using
## na.omit(), na.approx(), na.fill(), etc to remove or replace them.
## [1] "VOW3.DE"
dim(VOW3.DE)
## [1] 4430 6
head(VOW3.DE)
## VOW3.DE.Open VOW3.DE.High VOW3.DE.Low VOW3.DE.Close VOW3.DE.Volume
## 2007-01-02 56.21188 56.46039 55.61547 55.61547 2317776
## 2007-01-03 55.78445 56.25164 55.43655 55.96338 3159012
## 2007-01-04 55.74469 55.74469 54.71091 54.71091 3578231
## 2007-01-05 54.82026 56.78842 53.83617 56.06278 3546457
## 2007-01-08 56.46039 56.89776 55.37691 55.65523 2910610
## 2007-01-09 55.96338 55.96338 54.72086 54.72086 2975147
## VOW3.DE.Adjusted
## 2007-01-02 27.93838
## 2007-01-03 28.11314
## 2007-01-04 27.48397
## 2007-01-05 28.16308
## 2007-01-08 27.95834
## 2007-01-09 27.48896
tail(VOW3.DE)
## VOW3.DE.Open VOW3.DE.High VOW3.DE.Low VOW3.DE.Close VOW3.DE.Volume
## 2024-06-04 114.75 114.90 112.85 114.10 1217271
## 2024-06-05 114.60 115.20 113.70 114.10 643055
## 2024-06-06 114.10 114.60 113.10 113.45 630728
## 2024-06-07 113.15 113.40 111.65 112.60 700045
## 2024-06-10 112.05 112.35 110.55 112.35 712395
## 2024-06-11 NA NA NA NA NA
## VOW3.DE.Adjusted
## 2024-06-04 114.10
## 2024-06-05 114.10
## 2024-06-06 113.45
## 2024-06-07 112.60
## 2024-06-10 112.35
## 2024-06-11 NA
chartSeries(VOW3.DE)
chartSeries(VOW3.DE, theme="white")
getSymbols("SLUEM1524ZSUSA",src="FRED")
## [1] "SLUEM1524ZSUSA"
chartSeries(SLUEM1524ZSUSA,theme="white")
getFX("USD/EUR",from="2020-06-01")
## [1] "USD/EUR"
chartSeries(USDEUR,theme="white")
getSymbols("FPCPITOTLZGCHN",src="FRED")
## [1] "FPCPITOTLZGCHN"
chartSeries(FPCPITOTLZGCHN,theme="white")
getFX("USD/TRY",from="2018-06-01")
## [1] "USD/TRY"
chartSeries(USDTRY,theme="white")
library(WDI)
Daha sonra “https://data.worldbank.org/indicator” sitesinden Türkiye(TR) için GSYH(NY.GDP.MKTP.CD) ve işsizlik(SL.UEM.TOTL.ZS) 1991-2020 yılları arasındaki verileri indirdik.
NY.GDP.MKTP.CD : Bir ülkenin belirli bir yıldaki GSYİH’sını cari piyasa fiyatlarıyla ve cari dolar cinsinden ölçer.
SL.UEM.TOTL.ZS : Bu gösterge, bir ülkedeki toplam işgücünün yüzde kaçının işsiz olduğunu gösterir.
GSYH ile işsizlik oranı arasındaki ilişkiyi incelemek için Okun Yasası gibi ekonometrik modeller kullanılabilir. Okun Yasası, işsizlik oranı ile ekonomik büyüme arasındaki ters yönlü ilişkiyi gösteren ampirik bir kuraldır. Bu yasa, işsizlik oranındaki bir değişimin GSYH üzerinde nasıl bir etki yapacağını tahmin etmeye yardımcı olur.
df = WDI(indicator=c(gsf='NY.GDP.MKTP.CD', un='SL.UEM.TOTL.ZS' ), country=c('TR'), start=1991, end=2020)
library(dynlm)
## Warning: package 'dynlm' was built under R version 4.3.3
df.ts <- ts(df, start=c(1991), end=c(2020),frequency=1)
df.ts<-df.ts[,c("un","gsf")]
plot(df.ts[,"gsf"], ylab="GSYH")
plot(df.ts[,"un"], ylab="işsizlik")
Durağan olmayan zaman serisi, istatistiksel özellikleri (örneğin, ortalama, varyans ve otokorelasyon yapısı) zaman içinde değişen bir zaman serisidir.
Öncelikle WDI paketini daha önceden yüklediim için sadece library() koduyla çalıştımam yeterli olacaktır. Daha sonra da WDI veri setinden Almanya ve Hindistan için kişi başı GSYH verilerini indirelim.